The English part is right below the Turkish part.
@steinhammer
Bölüm I - Part I
Bölüm II - Part II
Bölüm III - Part III
Bölüm IV - Part IV
Bölüm V - Part V
Thalric Krallığı - Bölüm IV
Kraliçe Leyla, yemek masasında kimsenin fark etmediği bir sükûnet içinde oturuyordu. Salonun görkemli dekorasyonu, masadaki altın varaklı tabaklar ve ağır kadife perdeler arasında, gözleri dalgındı. Altın işlemeli ağaç motiflerine sahip bir tabak onun dikkatini çekse de, zihnini meşgul eden düşünceler, gözlerinin önündeki ihtişamı neredeyse görünmez kılıyordu. Leyla, bilinen her nesne ve yüz arasında yalnızlaşırken, çevresindeki konuşmalar, kahkahalar ve çatal bıçak sesleri giderek bir arka plan gürültüsüne dönüşüyordu.
Made with DALL-E
O anda, Leyla'nın zihninde yankılanan tek şey, mektupta yazılanlar ve onun getirdiği uyarılardı. Mektubu açarken, yüzünde beliren endişe dalgası, tüm salonun hareketliliğinden soyutlanmış bir şekilde derinleşiyordu. Kurul tarafından gönderilen mektup, karanlık güçlerin yükselişi ve Thalric ailesine yönelik doğrudan tehditler içeriyordu. Mektupta yer alan cümleler, "Valoria'nın sokakları artık eski güvenliğine sahip değil. Karanlık güçler, gölgeler arasında güç topluyor ve sizin soyunuz büyük bir tehlike altında. Harekete geçmeniz elzemdir," şeklindeydi.
Bu sözleri okurken, Leyla'nın içinde bir sorumluluk hissi ağırlaştı; bu, sadece bir eş ve anne olarak değil, aynı zamanda bir kraliçe olarak hissettiği derin bir yükümdü. Kraliyet ailesinin ve tüm Valoria'nın geleceği, omuzlarında hissedilir bir ağırlık olarak dinleniyordu. Bu durum, onun manevi dünyasında kaçınılmaz bir iç çatışmaya yol açıyordu. Leyla, kendi içindeki bu savaşla boğuşurken, etrafındaki dünya ile olan bağlantısını neredeyse tamamen kaybetmiş gibiydi.
Leyla, mektubu okuduktan sonra, kocası Kral Thalric ile bu konuları derhal tartışma gereği duydu. Ancak, Thalric'in soğuk tutumu ve kraliyet işlerine olan yoğun odaklanması, Leyla'nın endişelerini paylaşmasını zorlaştırıyordu. Mektupta yer alan acil uyarılar, Leyla'nın kalbinde giderek büyüyen bir kaygıya dönüşürken, bir yandan da Thalric ile bu zorlu konuyu nasıl ele alacağını düşünüyordu. Leyla, bu gizemli ve tehlikeli durumla yüzleşmenin yolunu bulmaya çalışırken, Thalric ile olan ilişkisindeki mesafelerin de bu süreçte nasıl bir etki yaratacağını merak ediyordu.
Diğer yanda, Elios zindanda geçirdiği yalnız gecelerde, karanlık hikayeler yazmaya devam ediyordu. Her bir hikaye, eski zamanlardan kalma unutulmuş büyüler, lanetler ve gizemli varlıklar hakkındaydı. Günlüğüne döktüğü her kelime, Valoria'nın karanlık köşelerinde saklı mistik güçleri harekete geçiriyordu. Bu hikayeler, yavaş yavaş somut bir etki yaratmaya başladı ve sarayın dışındaki sokaklarda, gece gölgeleri arasında karanlık silüetler belirmeye başladı. Bu gölgeler, eski taş döşemelerde sessizce, ama giderek artan bir yoğunlukla kayıyordu. Valoria sakinleri, geceleyin anormal soğuklar ve gözden kaybolan hayvanlar gibi tuhaflıkları fark etmeye başlamışlardı.
O gecelerden birinde, Elios, zindan duvarlarındaki tuğlalar arasından akan siyah bir sıvı gördü. Birkaç adım sesi duyduğunda, "Kim var orada, gardiyan mısın?" diye bağırdı, ancak yaklaşan adım sesleri onu daha da gergin bir duruma soktu. Her adımda oda daha da karanlıklaşıyor ve yoğun cıva kıvamındaki sıvılar bacaklarına doğru yükselerek onun vücudunu sarmalamaya başlıyordu. Zindanın camından gelen ışık nerdeyse yok olmuş, hayatında hiç yaşamadığı kadar sessiz bir ortamda, ayak seslerini kemiklerine kadar hissetmeye başlamıştı. Normalde soğuk olan zindan daha da dondurucu bir hale bürünmüş ve Elios'un yardım çığlıkları, adeta bir kara delik gibi zindan tarafından yutulmuştu.
Made with DALL-E
Necros'un Elios'la karşılaşması da tam olarak bu zindanda gerçekleşti. Elios, her ne kadar Necros'u hiç görmemiş olsa da, bu karanlık gücü antik kitaplarda okumuş ve özellikleri hakkında çok fazla bilgiye sahip olmuştu. Zindandaki soğukluk bir nevi anlam kazanmıştı. Necros, Elios'un yazdığı günlüğün gücünün farkına varmış ve onu ele geçirerek dünyaya hükmetme fikrini de benimsemişti. Karanlık güçlerin savaşı kaybetmesinin üzerinden yıllar geçmiş olsa da, Lumina Savaşı'nın zifiri enerjisi Necros'un bu boyutlar arası geçişini kolaylaştırmış, fakat aynı zamanda bu geçiş nedeniyle de güç kaybına uğramıştı. Zindanın parmaklıklarından adeta süzülerek geçen Necros, arkasında bir buz yığını bırakmış ve artık Elios'la yüz yüze kalmıştı.
Elios, "Sen de kimsin?" diye haykırırken etrafında bir kar fırtınası gibi girdap oluşturan Necros'u görmek artık mümkün değildi. Elios yüzünü kapatmaya çalışırken derinlerden bir ses zindanı inletti. Soğuk karanlıkların lordu Necros, şiddetli bir sesle Elios'un teslim olmasını ve günlüğü ona bırakacağı takdirde hayatını bağışlayacağını söyledi. Necros ismini duyunca, zindandaki soğuk atmosfer Elios'un iliklerine kadar işlemiş, antik kitaplardan okuduğu kötü ruhlardan biriyle aynı yerde bulunmak ona korkunun yanında enteresan bir de enerji vermişti. Düşünceler ışık hızıyla beyninden geçerken ne cevap vereceğini bile bilemedi, fakat o anda karanlık hortumdan birkaç el Elios'un elindeki günlüğe doğru uzandı. Elinde adeta bir böcek hissetmişcesine bir refleksle karanlık ellere günlüğüyle vuran Elios, hatıralarını yazdığı sayfalardaki ruhani güçleri de böylece ortaya çıkardı. Gözleri kör edecek şekilde bir ışık hüzmesi Elios'un Necros'a vurmasıyla ortaya çıktı ve ölüm gibi olan sessizlik bir anda bozuldu.
Kraliçe Leyla, elindeki mektupla, huzursuz bir adımla Kral Thalric'in odasına yöneldi. Kraliyet ailesinin yaşadığı bu kritik anlarda, Leyla'nın yüzünde endişe ve kararlılık bir arada belirmişti. Thalric'in kapısını hafifçe çaldıktan sonra içeri girdi. Odanın içi, akşamın erken saatlerine rağmen yoğun bir karanlıkla kaplıydı, sadece çalışma masasının üzerindeki lambadan sızan hafif bir ışık, Thalric'in yorgun yüzünü aydınlatıyordu.
"Thalric," diye başladı Leyla, elindeki mektubu sıkıca tutarken. "Bu mektubu konuşmamız gerekiyor. Durum ciddi."
Thalric, elindeki belgeleri bir kenara bırakarak Leyla'ya döndü. "Şimdi mi? Elios'la ilgilenmem gerekiyor," dedi, sesinde bir biraz da rahatsız olduğunu belli ederek.
Leyla, mektubu masaya koydu ve devam etti: "Evet, şimdi. Bu, Elios'tan daha büyük bir tehdit içeriyor. Valoria'nın sokakları artık güvende değil, Thalric. Karanlık güçler toplanıyor ve kurul bizi doğrudan uyarıyor."
Thalric, derin bir nefes aldı ve karısına dikkatle baktı. "Peki, ne diyorlar? Detaylarıyla anlat."
Leyla, mektubu açarak okumaya başladı: "Valoria'nın sokakları artık eski güvenliğine sahip değil. Karanlık güçler, gölgeler arasında güç topluyor ve sizin soyunuz büyük bir tehlike altında. Harekete geçmeniz elzemdir."
Bu sırada, dışarıdan gelen bir ışık patlaması ve ardından yükselen gürültü, ikilinin dikkatini dağıttı. Thalric, pencereye doğru yürüdü ve dışarı baktı. Sarayın bahçesinde, anormal bir ışık hüzmesi ve etrafında dönen girdaplar görülüyordu.
"Bu ne oluyor böyle?" diye mırıldandı Thalric, endişeyle.
Işığın geldiği yerin zindan olduğunu fark edince, Leyla'yı da yanına alarak aceleyle oraya doğru koşmaya başladı. Koridorlarda koşan muhafızlarla beraber, zindana doğru yollarını tuttular. Saraya mı saldırıyorlardı yoksa Elios'u öldürmeye çalışan bir katil mi vardı? Telaş ve stres içinde attıkları her adımda, çiftin kalpleri daha da ağırlaşıyordu. Zindana yaklaştıklarında, zifiri karanlıkta bir dumanın ortamı kapladığını ve sıcaklığın çok ekstrem bir şekilde düştüğünü fark ettiler. Thalric, muhafızlara meşalelerini yakmalarını emretti ve karanlığa doğru ilk adımı kendisi attı.
Made with DALL-E
Meşale, ortamın düşük sıcaklığından etkilenmiş ve etrafı aydınlatması büyük ölçüde azalmıştı; ancak kral, çocuğunu ikinci kez kaybetme düşüncesiyle neredeyse paralize olmuştu. Koşar adımlarla Elios'un zindanına doğru ilerledi. Etrafta, gardiyanların hareketsiz vücutları yatıyordu. Elios'un zindanına vardıklarında, karanlık bir anda dağıldı ve Elios'un bilinçsiz bedeni, hâlâ elinde günlüğü tutarken, etrafında yüksek tanrıların imzasını andıran bir altın çember oluşmuştu.
Kral ne kadar denese de bu çemberin içine girip oğlunun durumunu kontrol edemedi. Fakat bu mistik güçlerin ailesi, krallığı ve milletinin huzuru için hayırlı bir haber olmadığının farkındaydı. Leyla, kocasının yanında dururken, gözleri endişe ve hayretle doluydu. "Thalric, bu ne anlama geliyor? Bu çember ve Elios... Tanrılar bize ne mesaj vermeye çalışıyor?"
Thalric, çaresizce Leyla'ya baktı, "Bilmiyorum, ama bu güçlerin Elios üzerinde bir amacı olmalı. Belki de bu, kurulun uyarısının bir parçasıdır. Ne yazık ki, şu anda yapabileceğimiz tek şey beklemek ve gözlemlemek," dedi.
Thalric Kingdom- Part V
Queen Leyla sat at the dinner table in an unnoticed serenity. The grand decoration of the hall, the gold-plated plates on the table, and the heavy velvet curtains surrounded her, yet her eyes were distant. While a plate with gold-embellished tree motifs caught her attention, the thoughts occupying her mind almost rendered the grandeur before her invisible. As Leyla felt increasingly isolated among every known object and face, the surrounding conversations, laughter, and the sounds of cutlery gradually turned into background noise.
Made with DALL-E
At that moment, the only thing echoing in Leyla's mind was the contents of the letter and the warnings it brought. As she opened the letter, a wave of concern appeared on her face, deepening in isolation from the bustle of the hall. The letter sent by the council warned of the rise of dark forces and direct threats to the Thalric family. The sentences in the letter stated, "The streets of Valoria are no longer safe. Dark forces are gathering in the shadows, and your lineage is under great threat. Immediate action is necessary."
As she read these words, a sense of responsibility weighed heavily inside Leyla; it was a deep burden she felt not only as a spouse and mother but also as a queen. The future of the royal family and all of Valoria rested heavily on her shoulders, inevitably leading to an internal conflict within her spiritual world. As Leyla struggled with this battle within herself, she almost completely lost connection with the outside world.
After reading the letter, Leyla felt an urgent need to discuss these matters with her husband, King Thalric. However, Thalric's cold demeanor and his intense focus on royal affairs made it difficult for Leyla to share her concerns. The urgent warnings in the letter turned into a growing anxiety in Leyla's heart, while she pondered how to tackle this challenging situation with Thalric. As Leyla tried to find a way to confront this mysterious and dangerous situation, she wondered how the distances in her relationship with Thalric might affect this process.
On the other hand, Elios continued to write dark stories during his lonely nights in the dungeon. Each story was about forgotten spells, curses, and mysterious beings from ancient times. Each word he poured into his diary activated mystical powers hidden in the dark corners of Valoria. These stories slowly began to create a tangible effect, and dark silhouettes started to appear in the streets outside the palace, among the night shadows. These shadows moved silently on the old stone pavements, but with increasing intensity. Residents of Valoria began to notice oddities such as abnormal colds and disappearing animals during the night.
One of those nights, Elios saw black liquid flowing between the bricks of the dungeon walls. When he heard a few footsteps, he shouted, "Who's there, is it the guard?" However, the approaching footsteps only made him more anxious. With each step, the room darkened further, and the mercury-like liquids rose towards his legs, beginning to envelop his body. The light coming from the dungeon window had almost disappeared, and he began to feel the footsteps in his bones in an environment quieter than he had ever experienced. The normally cold dungeon had become even more freezing, and Elios' cries for help were swallowed up by the dungeon like a black hole.
Made with DALL-E
Necros' encounter with Elios took place right in this dungeon. Although Elios had never seen Necros before, he had read about this dark force in ancient books and knew a lot about its characteristics. The coldness in the dungeon had taken on a new meaning. Necros had realized the power of the diary Elios was writing and had embraced the idea of conquering the world by seizing it. Although years had passed since the dark forces lost the battle, the dark energy of the Lumina War had facilitated Necros' interdimensional transition, but he had also suffered a loss of power due to the transition. Necros, who had almost seeped through the bars of the dungeon, leaving behind a pile of ice, was now face to face with Elios.
As Elios shouted, "Who are you?" the surroundings turned into a whirlwind-like snowstorm, making it impossible to see Necros. While Elios tried to cover his face, a deep voice echoed through the dungeon. The lord of the cold darkness, Necros, forcefully told Elios to surrender and promised to spare his life if he handed over the diary. Hearing the name Necros, the cold atmosphere of the dungeon penetrated Elios' bones; being in the same place as one of the evil spirits he had read about in ancient books not only scared him but also gave him an interesting energy. Thoughts passed through his mind at the speed of light, and he didn't know what to respond, but at that moment, several hands reached out from the dark vortex towards the diary in Elios' hands. As if he had seen a bug, Elios reflexively struck the dark hands with the book, thereby revealing the angelic powers within the diary. A blinding beam of light emerged as Elios struck Necros, and the deadly silence was suddenly broken.
Queen Leyla, with the letter in hand, walked anxiously to King Thalric's room. During these critical moments for the royal family, concern and determination appeared together on Leyla's face. After gently knocking, she entered the room. Despite it being early evening, the room was enveloped in dense darkness, with only a slight light seeping from the lamp on the desk illuminating Thalric's tired face.
"Thalric," Leyla began, clutching the letter tightly. "We need to discuss this letter. The situation is serious."
Thalric, putting aside the documents he was holding, turned to Leyla. "Now? I need to deal with Elios," he said, his voice betraying a bit of irritation.
Leyla placed the letter on the table and continued: "Yes, now. This threat is greater than Elios. The streets of Valoria are no longer safe, Thalric. Dark forces are gathering, and the council is directly warning us."
Thalric took a deep breath and looked carefully at his wife. "What do they say? Explain in detail."
Leyla opened the letter and began to read: "The streets of Valoria are no longer safe. Dark forces are gathering in the shadows, and your lineage is under great threat. Immediate action is necessary."
At that moment, a burst of light from outside followed by a rising noise distracted them. Thalric walked to the window and looked out. In the palace garden, an abnormal beam of light and swirling vortexes were visible.
"What is going on?" Thalric murmured, anxiously.
Realizing that the light was coming from the dungeon, Thalric quickly took Leyla with him and started running there. They headed to the dungeon with guards running through the corridors. Was the palace under attack, or was there a killer trying to murder Elios? With every step they took in panic and stress, the couple's hearts grew heavier. As they approached the dungeon, they noticed the environment was enveloped in pitch-black smoke and the temperature had dropped extremely. Thalric ordered the guards to light their torches and he took the first step into the darkness.
Made with DALL-E
The torch was affected by the low temperature of the environment and its illumination was greatly reduced; however, the king, nearly paralyzed by the thought of losing his child for the second time, hurried towards Elios' dungeon cell. Around them, the motionless bodies of guards lay on the ground. When they reached Elios' cell, the darkness suddenly dispersed, revealing Elios' unconscious body, still holding the diary, surrounded by a golden circle resembling the signature of the high gods.
No matter how much the king tried, he could not enter the circle to check on his son's condition, but he realized that these mystical powers were not good news for his family, kingdom, and nation's peace. Leyla stood beside her husband, her eyes filled with concern and astonishment. "Thalric, what does this mean? This circle and Elios... What message are the gods trying to send us?"
Thalric looked helplessly at Leyla, "I don't know, but these powers must have a purpose for Elios. Perhaps this is part of the council's warning. Unfortunately, all we can do right now is wait and observe," he said.