Utah - Moab Kamp Macerası - Part II

Son yazımızda Utah'taki kamp maceramızdan bahsetmiştik. Şimdi sıra geldi yazımızın ikinci bölümüne. En son filmlerden bahsederek bitirdiğimiz yazıda Dead Horse Pointi ziyaret etmiştik ve güzelce bir yürüyüşün ardından da çektiğim fotoğrafları paylaşmıştım sizlerle.


image.png
Kamp alanından 15 dakikalık bir sürüş sonrası Colorado nehri ve kanyonların görüntüsü.

Bu yazıda çok fazla yürüyüş yapmadım ama bir manzara sürüşü esnasında çektiğim fotoğrafları sizlerle paylaşacağım. Bu arada bu iki yazıda yaptıklarımı aslında bir gün içerisinde yaptım. Sanırım o gün yaklaşık 35 bin adım atmışım. Tabi ki ufak Utah bilgileri de paylaşacağım sizlerle.

E başlayalım o zaman...

Arches National Park

Efendim Arches Ulusal Parkı Utah'ın kuzeyinde yer alıyor. Ben diğer parktan buraya yaklaşık bir saatlik bir yolculuk gerçekleştirdim. Gece hava eksi derecelere düşse de gündüz 20 derece ve üzerini gördü. Haliyle dışarda yürümek de bir hayli zorlaştı. Yürüyüşe ara verip arabaya atladığım için aslında biraz da sevindiğim, klimadan gelen soğuk havaya şükrederken birçok güzel kareyi yakaladığım bir gezi oldu.

Utah eyaleti ismini yerli kabilelerden biri olan Ute kabilesinden almaktadır. Ute kabilesi bu topraklarda dış güçler gelemeden önce yüzyıllar boyunca (sanırım yaklaşık 12 bin yıl) yaşamış. Kabilemiz geçimini avcılık, balıkçılık ve yiyecek toplamakla devam ettirirken Avrupalıların gelmesinin ardından İspanyollarla ticaret yapmaya da başlamışlar.

Bu parkta yaklaşık 2 binden fazla doğal kumtaşı kemeri bulunuyor. Bunun yanı sıra diğer jeolojik oluşumlar da size sanki peri bacalarına gitmişim hissi verebilir. Tamam anlatıyorsun da nasıl duruyor bu kemer taşları derseniz hemen sizlere şöyle bir resim paylaşıyorum.


image.png
Kemerlerinizi bağlayın o zaman. Allahım nasıl da güzel espriler yapıyorum nasıl...

Utah'ta çok gitmek istediğim fakat bir türlü fırsat bulamadığım büyük bir tuz gölü de mevcut. Bu tuz gölünün büyüklüğü 4403 kilometre kare. Aslında gölün büyüklüğü mevsime göre değişiyor ama ortalama böyle diyebiliriz. Karşılaştıracak olursak ülkemizde bulunan tuz gölü 1666 km kare. Yani Salt Lake bizim gölün nerdeyse 3 katı büyüklüğünde. Bu gölde bulunan tuz oranı okyanuslardaki tuz oranından da 9 kat daha fazlaymış.

Tamam da bütün bu kemerler taşlar nasıl oluşmuş?

Bu kemerlerin hikayesi günümüzden tam 65 milyon! yıl önce başlıyor. O zamanlar sizin de gördüğünüz bu alan, uçsuz bucaksız bir taş ve kum denizi gibiymiş. Üstteki resimde gördüğünüz gibi de kemerlerin, oyultuların veya deliklerin olmadığı bir kum ve taş denizi. Fakat bu oluşum doğa anaya karşı duramamış ve zamanla kendi tarzını değiştirmek zorunda kalmış (lise zamanlarmızda popüler olan emo tarzı gibi yani).

image.png

İlk olarak bu devasa kumtaşları jeolojik güçler tarafından adeta gece uyurken bir top haline getirdiğiniz yorganınız gibi katlanmış. İki uçta da oluşan bu eşsiz güç karşısında ortada Antiklinal denilen topraklar oluşmuş. Ben de açıkcası buraya gidince öğrendim bu oluşumu. Kırılan blokların oluşturduğu tepecikler desem yanlış mı derim acaba. Bir jeoloji mühendisi arkadaşımız açıklasın bu konuyu.


image.png
Burası Fiery Furnace. Soldaki yapıların oluşumu Kapadokya peri bacalarıyla (fairy chimneys) aynı arkadaşlar. İsmi bile benziyor zaten :)

Her çıkışın bir inişi vardır.

Sonrasında bütün alan yükselmeye başlamış. Binlerce yıl süren bu yükseliş akabinde düşüşü de getirmiş. Erozyon yavaş yavaş bu yükseltileri seyreltmeye, onlardan ufak öpücükler, makaslar, ya önce sen kapatlar almaya başlamış. Ardından, sularında da kayalara sızmasıyla beraber onların parçalanması ve su yollarının açılması kaçınılmaz olmuş.


image.png
Burdan bakınca bir frikik kullanmak istemedim değil...

Tabi su burada çok önemli bir faktör. Çünkü su kaya aralarına girdiğinde, kış aylarında donuyor ve genişliyor. Haliyle kayaların kırılmasına ve onların içersinde boşluklar olmasına yol açıyor. Onla da bitmiyor bu suyun yaptıkları. Terbiyesiz su, bir de var olan kumları ve ufak taşları alıyor ve bir önceki yazımızda ufaktan gördüğümüz Colorado nehrine taşıyor bu alüvyonları.

Dünyanın en büyük yırtıcı kuşu 1975 yılında Utah'ta bulunmuş. Aslında kuş değil de tüylü dinozor diyebiliriz. Keşfinin ardından kendisine Utahraptor ismi verilmiş. Yaklaşık 7 metre uzunluğunda olan ve kavisli pençelere sahip olan bu kuşun yaşının 125 milyon olduğu tahmin ediliyor.

Doğa da bir müteahhittir aslında.

Bu kemerler ne kadar şahane gözükse de doğa ana bunların üzerinde icra ettiği sanatı bitirmiş sayılmaz. Haliyle bu oluşumlar hala dahi değişmekte ve bir gün bu kemerlerin yıkılacağı uzmanlar tarafından öngörülmekte. Fotoğraf çekerken dikkat etmek lazım. Ayrıca 2008 yılında bu kemerlerden biri yıkılmış efem.


image.png
Biraz kalitesiz bir foto ama size peri bacalarına olan benzerliği göstermek istedim.

Sand Dune Arch Trail

Evet yazımızın son ziyaret noktası da Sand Dune Arch yolculuğu olacak. Bu kumtaşları arasında gökyüzüne açılan bir kapı görünümünde olan coğrafi oluşuma arabayı bıraktığımız yerden yaklaşık yarım kilometrelik bir yürüşle ulaşmak mümkün.


image.png
Şu önümdeki çiftin 800 tane fotoğrafını çektim burada :))

Son olarak artık hepimizin bildiği Kentuck Fried Chicken aslında ilk olarak Kentucky'de değil de Utah'ta satılmış. 1952 yılında, KFC'nin kurucusu olan Albay Sanders kızarmış tavuk tarifini Harman Cafe adında bir restoranda ilk olarak Utah'ta denemiş fakat ününe Kentucky'de açtığı mekanla kavuşmuş.

Yerdeki kum adeta kızıl bir sahili andırıyor. Arasına girdiğimi kayaların yüksekliği de 30 ile 50 metre arasında değişiyor arkadaşlar. Yürüyüşün ardından bu koridora girdiğinizde burada doğal bir klima etkisi yaşıyorsunuz. Bu güzel patikayla güneş gören kısımlar arasında çok net bir 10 derece fark var diyebilirim. Ben de bu insanlar niye uzun kollu giymiş ya gayet de sıcak hava diyordum fakat titreyerek çıktım bu aralıktan.


image.png
Ah kızıl topraklar ah. Kızıllık da topraktaki aşırı demir oranından geliyor bu arada.

Okuduğunuz için teşekkür ederim arkadaşlar. Yazımı en son sosyal medyada da paylaştığım bu yolculuğu güzel bir şekilde özetleyen videomla bitiriyorum.

Umarım beğenirsiniz.
Sevgilerle,
@steinhammer

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center