Herkese tekrardan merhabalar,
Bu yazıyı Türkiye sınırları içerisinden yazmak bana ayrı bir heyecan verdi. Bu gezimizde ünlü Hoover Barajından bahsedeceğiz. Çok sevdiğimi 2 arkadaşla yaptığımız yolculukta öncelikle Vegasta zaman geçirdik ve sonrasında kiralık arabımıza atlayıp yakın eyaletleri ziyaret ettik. Vegasla ilgili daha önce yazım olduğundan dolayı bu sefer daha önce yazmadığım Nevada-Arizona eyalet sınırında bulunan Hoover Barajından bahsedeceğim.
Nevada ve Arizona eyatleri arasındaki sınıra inşaa edilen ve beton kemerlerden oluşan bu baraj, 1931 ve 1936 yıllarında, tam da Amerikada büyük buhranın yaşandığı dönemlerde yapılmış. Colorado nehrinin üzerine kurulan bu barajın resimlerini sizlerle paylaşırken yine ufak bilgiler vermeyi de eksik etmeyeceğim.
Öyleyse ilk resmimiz ve bilgimizle başlayalım!
Aslında şuraya bir çay bahçesi açacaksın var ya derken kamerlara yakalanan stein...
Kardeşim Hoover kim ya??
ABD 'nin 31. başkanı olan Herbert Hoover 1929-1933 yılları arasında görev almıştır. Birçoğumuz ismini ilk defa duymamıza rağmen aslında hepimizin daha yakından tanıdığı ve tarih kitaplarımıza girmiş olan Başkan Wilson ile birlikte görev almışlığı da vardır. Yetim olan ve Çince bilen başkan Hoover, ne kadar insanları borsa konusunda uyarmış olsa da büyük buhranın getirdiği işsizlik, fakirlik ve depresyon karşısında dayanamamış ve bir sonraki seçimi kazanamayarak koltuğuna veda etmiştir. Yerini alan başkanı da aslında daha iyi tanıyoruz. Franklin Roosevelt!
Turkuaz renkli Colorado nehri. Su seviyesi açık renkli kayaçlardan da anlayabileceğiniz şekilde tarihin en düşük seviyelerinde.
Biraz da artist bir başkan olan Roosevelt, Hoover'ın adının yolsuzluğa karışması nedeniyle barajın ismini Boulder barajı olarak değiştirmiştir. Hoover başkanlık döneminde biraz para götürmüş ama hizmet de etmiştir :))) Zamanında bu efsane yapıya yakın olan Boulder şehri tamamen barajın inşaatında çalışan kişilerden oluşuyormuş. Haliyle şehrin ismini vermek uygun görülmüş. Ne kadar isim değişse de birçok insan buraya Hoover barajı demeye devam etmiş ve 1947 yılında barajın ismi resmi olarak Hoover barajı olarak kongre tarafından onaylanmış.
Turkuaz demişken bu rengin nasıl olduğu hakkında da ufak bir bilgi verelim. Su renksiz görünmesine rağmen aslında soluk ve mavi bir renge sahiptir. Okyanuslar ve denizlere bakıldığında su yoğunluğundan dolayı mavi renk bariz olarak belirirken, denizin sahile yaklaştıkça berraklaştığını ve rengini kaybettiğini çok net görebilmekteyiz. Suyun rengi, renk spektrumunda kendisinin kırmız renkleri emmesinden gelmektedir. Bu yüzden suya baktığımızda turuncunun tamamlayıcı rengi olan maviyi görürüz. Eğer ki çok koyu mavi bir su birikintisine bakıyorsanız turuncu rengin çoğunu emen derin bir suya bakıyorsunuzdur. Turuncu renk de güneş ışıklarından gelmektedir. Turkuaz renkli suya baktığınızda ise, turuncu rengin az bir kısmının emilmesinden dolayı oluşan renge bakmaktasınız. Tabi ki burada suyun moleküler formu ve bileşenleri de büyük rol oynamaktadır. Neyse gezi yazısı dedik nelerden bahsediyoruz yahu :))
Barajın hemen karşısında şahane bir köprü de mevcut.
Bir zamanların en yüksek barajı...
Bir zamanlar ABD'nin en yüksek barajı (221 metre) olan bu yapı birinciliği Kuzey Kaliforniyadaki Oroville barajına bırakmıştır. Dünyadaki en yüksek baraj da 2013 sonrası Çinde inşaa edilen Jinping-I Barajı imiş (305 metre).
Hava çok sıcak olmasına rağmen barajın üstünde tatlı bir esinti vardı. Ayrıca baraj araç trafiğine hala açık olduğundan ara ara üzerinde trafik de oluştu.
Barajın inşaatında yaklaşık 21 bin kişi çalışmış ve toplamda 96 kişi çeşitli kazalarda yaşamını yitirmiş. Dönemin zorlu koşulları yüzünden inşaat tek bir firma tarafından yapılamayınca 6 şirket toplanarak 48.8 milyon dolarlık bir teklifle inşaat ihalesini kazanmışlar.
1939'da dünya savaşı esnasında da Almanların hedefi haline gelen bu baraj kendi polis gücü tarafından korunmaktadır. Ayrıca ordudan da belirli bir grup personel sadece barajın güvenliği için çalışmakta.
Direkt olarak aşağı bakıldığında baş döndürücü bir yükseklik olduğunu anlamak daha kolay oluyor. Emin olun resimlerde gözüktüğünden çok daha yüksek.
Neyse arkadaşlar bu yazıyı da böyle bitiriyorum. Biraz kısa oldu sanki. Neyse bir sonraki yazımızda kapatırız.
Okuyan herkese çok teşekkürler.
Saygılarla,
@steinhammer