Merhabalar,
Bu yazımda sizlere Ağustos ayında dağlara yaptığımız yolculukta duraklarımızdan biri olan Georgetown kasabasından bahsedeceğim. Aslında dağ gezilerini de bir yazıya toplamayı düşünüyorum ama öncelikle bir kasabaya ışınlanalım.
Georgetown Heritage kasabadaki parkları restore etmek ve canlandırmak için 2014 yılında kurulan ve ve kar amacı gütmeyen bir topluluk. Örneğin kasabadaki kanalı temizleyip restore etmişler ve çok da güzel olmuş.
Kasaba dediğin böyle olur.
Daha girer girmez buram buram tarih (Amerika tarihi tabi öyle binlerce yıl değil altı üstü 200 yıl falan) kokan caddelerinde yürürken, hafiften gelen esintiyle yaz sıcağını unutturan bir kasaba burası. Çok şirin bir ana caddesi ve bunun üzerinde birçok kahve içecek, yemek yiyecek ya da hediye alacak dükkanı bulmak mümkün. O zaman madem ışınlanmamız tamamlandı, gelelim bu kasabanın hikayesine...
Ben de maden arayışlarıma önce buzlu kahve içerek başladım. Uzun süren bir arama sonrası bir kalıp sabunla eve döndüm efendim.
Georgetown kasabası 1869'da Kentucky'den gelen iki maden arayıcısı olan George ve David Griffith kardeşler tarafından kurulmuş. Peki bu maden arayıcıları neden buralara gelmişti?
Pike's Peak Gold Rush
Aynı zamanda Colorado Gold Rush olarak da bilinen Pike's Peak Gold Rush, Kansas eyaletinin batısında başlamış ve Nebraskanın güneybatısına kadar uzanmıştır. Nedir peki bu Gold Rush? Madenlerde altın bulunmasının ardından tahmini 100 bini aşkın madenci bu bölgeye akın etmiş ve 1858 yılı Temmuz ayından itibaren bölgede altın aramıştır. Bu altın aşkı Colorado eyaletinin 28 Şubat 1861 yılında kurulmasına kadar sürmüş ve 1861 yılı sonrası eski popülerliğini kaybetmiştir.
Kovboy salonu stilinde olan şirin bir hediyelik eşya dükkanı.
Bizim madenci kardeşler de modaya ayak uydurup Colorado eyaletine gelmiş ve altın aramışlar. Maceracı 2 erkek kardeşten büyüğünün adı resimlerde gördüğünüz bu kasabaya ismini vermiştir. Georgetown'da 1864 yılında gümüş madenleri de bulununca kasaba hızla büyümüş ve akabinde burayı çevreleyen dağlarda binlerce maden kazılmıştır. Madencilerin nüfusu artınca, kasaba, çevredeki dağlarda kazı yapan işçiler için popüler bir destinasyon olmuş. Vadide yer alan bu lokasyon aslında maden aranan bir yer değil daha çok ticaret ve eğlence merkezi konumuna gelmiş.
1869 yılından itibaren aktif olarak kullanılan First Presbytarian Kilisesi
Bir zamanlar 10 bini aşkın nüfusa sahip olan şehir şimdilerde yaklaşık bin kişiye ev sahipliği yapıyor. Sakinlerinin birçoğunu Denver'a kaptıran kasaba sonrasında kayak merkezlerine yakınlığından dolayı daha turistik bir kimliğe bürünmüş. Günümüzde tamamen turistik bir yere dönüşen kasaba artık tarihi tren turları, hediyelik eşyalar, altın arama turları gibi etkinliklerle kendine ziyaretçi çekmeyi başarıyor. Yolunuz umarım düşer ve sizler de bu şirin kasabayı görürsünüz.
Okuduğunuz için teşekkürler, sonraki yazılarda görüşmek üzere!