Bu Hüzünlü Bir Hikayedir...

Bugün çok hüzünlü bir hikaye dinledim.Bunu dinlediğim kişiyi görseniz,o kadar neşeli,o kadar tatlı bir kadın ki.Yani aklınıza şu gelir.Bu acıyı bu kadın nasıl atlatmış.Ama söylediği daha da derin "atlatamadım ki!"

Yani aklınıza şu gelir.Bu acıyı bu kadın nasıl atlatmış.

Sizleri üzmek istemem ama konuyu size kısaca anlatayım.1981 yazının en sıcak ayı ağustos ayında Şerife ablamızın erkek bir çocuğu dünyaya geliyor.İsmi Sedat,benim adaşım.
Düzgünce besliyorlar,yediriyorlar ve hiç bir sağlık sorunu yok.
Fakat hepimizin ailesinde çok bilmişler vardır ya.Şerife ablamızın da başında çok bilmiş birileri var.Sedat 8.ayında ve çok sağlıklı,geleceği hakkında planlar yapılıyor.Fakat bu çok bilmiş teyzemiz her boka karıştıkları gibi buna da karışıyorlar.
"Kızım onu kundağa sar öyle yatır."

Şerife ablamız köylü kadını evde kaynanası ve kocası onu yapar.Hiçbir zaman fikri sorulmaz.Sabah olduğunda Sedat'ın cansız bedeni.Evde feryat figan ağlayan bir anne.Herkes unutur ama anneler hiç bir zaman unutmaz.

Sedat 8.ayında ve çok sağlıklı,geleceği hakkında planlar yapılıyor.

IMG_7838.jpg

Şunu diyebilirsiniz. "Ya Sedat hergün yüzlerce çocuk ölüyor" Evet haklısınız.Beni en çok etkiliyen kısmı,Şerife Anamız adımı sorduğunda yaşımı sorduğunda,aldığı cevaplar sonrası kısık sesle verdiği cevap;
"Yaşasaydı Sedat'ım senin yaşında olucaktı"
Bu cümle beni benden aldı.
Her neyse sağlıcakla kalın....


DQmf1RY2baFCoXgjbW31pr7fHAFsQMGmxMVvmhrFK391hvo_1680x8400.png
Fotoğraf bana aittir ve izinsiz kullanılamaz.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center