Sevgili Günlük #4 Kendini Aramak

Günler geçip gidiyor, aylar, mevsimler, seneler ve dahi ömür... Gün geceye dönüyor, geceler sabaha. Ben de hep en başa dönüyorum. Her sabah gözlerimi açmanın verdiği hayal kırıklığını dindirmek saatlerimi alırken, yastığa başımı koyarken aynı noktaya dönüyorum. Hissettiğim bu duyguya, geçmesine izin vermediğim ve de sımsıkı sarıldığım bu hâle sadakatim beni bile hayrete düşürüyor. Sanki başka türlüsü kendime, O'na ihanetmiş gibi, başka türlü yaşamanın mümkünü yokmuş gibi, aynı yerde buluyorum kendimi. Aynı kitabın aynı sayfasına aynı kelimeden başlıyorum. Daha evvel defalarca kafamda yankılanan o iki soğuk kelimeye gelince, aynı dehşetle, aynı elinden bir şey gelmeme hissiyle perişan oluyorum. Ne zaman ki kalbimden geriye kalanlar tıpkı camdan bir vazonun yere düşüp bin parça olması gibi parça parça oluyor, kapağını kapatıp, yastığımın altına sıkıştırıyorum. Ve her sabah uyanır uyanmaz parmak uçlarım sayfaların arasına gidiveriyor, çektiğim acıya, ızdıraba dokunur gibi. İçimdeki bu taş nasıl oldu, nasıl kırıldı, bir gün bunları, bütün olanları kendime anlatabilecek kadar doğrulabilecek miyim, sanmıyorum.

IMG_20181219_190624.jpg

Dünya çok ağırdı. Ben çok azdım. Baktım, dört kürek. Beni, baktım, kazımışlar. Neydim ki ben artık, bir neydim. Baktım, akasyasız bir gölge. Baktım, yerkabukta bir sıyrık.


Görsel Kaynak
H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center