Gündemimiz sıkça değişiyor. Gerçeklerden bihaber kalıyoruz. Haberlerde nehaber kıvamından öteye gidemiyor. Çarşıda pazarda "gideyeaah" diyebiliyoruz. Normal çünkü birileri gidiyor... Hiçbirimiz kalıcı değilken gidenin götürdüğü bir şeyde yok. Çok zorlarsan tıkıyorlar kaçmasın diye...
Gidenin yalama olmuş gündemden kesilen ilişiği kalanın yalana batmış fikirlerinden türeyen sıvama erkanı bizleri fazlasıyla üzmeye yetiyor. Daha fazla üzecek gündemi takip etmeye gerek var mı? Tam zıt fikirler etrafını sarmışken senden gibi gözüken dininin tüccarları dinini satmaya çalışırken onların pazarlama kitapçıklarına göz mü yummalıyız? Okumamalıyız? Olsun okumak güzeldir! Tam tersine daha çok. Aksice sana dayatılan fikirleri de okumalı. Altını çize çize. Tekrar tekrar. Ne kadar yanlış ne kadar doğru olduğunu anlamaya çalışarak. O yanlışla doğru arasında ki perdeyi kaldırmak için. En önemlisi de kendin için... Okumalı!
Düşünsene! Göte şaplak atmak isteyenlerle dolu etrafın.
Fırsat kolladıklarını düşün. En zayıf anında şaplağı konduracaklarını. Hemde büyük bir zevkle. Sırf sen ağla diye. Daha çok hırçınlaş diye. Gücünü yitirmeye başladığında nasıl ensene vurdularsa öyle. Elinden ekmeği alırken vurdukları gibi. Sinir uçlarına basa basa... Enseye tokattan sonra güç dengesi sarsılmıştır artık. Eski gücün kalmamıştır. Eğer önünde görecek uzun bir ömür yoksa göte şaplaktan sonra sana görecek güzel bir hayatta yok. Sadece bunu bil istedim!
Bana inanmıyor musun? O zaman sana bir örnek veriyim. Bu yazıyı okumadan yediğin şaplağı hatırlatayım mesela. Daha dünyaya ilk adımında yediğin o şaplağı. Daha ilk. Dahası... Boş ver dahasını. Seni ağlatan o şaplak sözde senin için vurulmuştu. Zahirde bu dünyayı bil diye... Her halükarda o şaplağı yemiştin. Öğrenmiştin artık ağlamayana ekmek bile olmadığını. Çözmüştün dünyanın şifresini, altın oranını, her ne bilimsel şeysiyse onu...
Ayağa kalkana kadar yediğin şaplağın etkisinden kurtulamazken her gün yediğin şaplağın etkisinden nasıl kurtulasın? Nasıl ağlamadan karnını doyurasın! İmdiyle, Lakinle geçen tarih derslerimiz. Ettiğimiz cehalet cenklerinden nasıl ayakta kalasın. İmdi demem o ki; indi bindi yapmayalım. Lakin hürriyetten yoksun da kalmayalım.
Yaptığım kelime hatalarını ve saçmalamaları lütfen maruz görün. Hepinizi seviyorum. Kendinize iyi bakın. Görüşmek dileğiyle...