Bulunduğum şehre indim ancak, buralar bölge bölge ayrılmaktadır. Daha çok yol gitmeliydim. İnsanlar belli bölgelere yığıldıklarından çok kalabalık şehirler oluşmuştu. Bindim otobüse yola revan oldum. Robotlar yoktu bu şehirde. İnsanlar ile Robotların yaşadığı bölgeler arasında sınır kapısından teslim ederek güzelce ayrıldık Robot dostlarımdan.
Robotlar, İnsanlarla kavgalılar. Dostlarım dediğim için kızmayın bana! Mecburen dediğimi söyleyip sizi kandırabilirdim. Ancak tüm düşüncemi anlatmalıyım size...
Ben kavgayı başlatanın Hz Kabil olduğuna inananlardanım. O yüzden haklılık payı yüksek olan Robotların yanındayım. Onlar beni düşmanları gibi görseler bile!
Onları tasarlayan da bizleriz. Bizlere hizmet etsinler diye tasarlamadık mı? Oluşturmadık mı? Yıllarca hizmette ettiler.
Binlerce, milyonlarca işsiz kalacağını biliyorduk.
Kadınlara özgürlük diye bağıran, kadınların kesinlikle çalışması gereken diyenlerin bile sesleri çıkmıyor. Çalışan kadınla çalışan erkek evleniyordu. Yaklaşık 80 yıl önce.
Şuan yıl:2099
Dedemle aram çok iyiydi. Onunla devamlı sohbet ederdik. Geçmişi hep anlatırdı bana.
Çalışmayan kadınla da, çalışamayan (iş bulamayan) erkek evleniyordu. Şuan çalışan erkek bulmak için ya da çalıştırılabilecek bir iş bulup tek yaşamak için çabalayan milyonlarca kadın var.
Kadınlara kızdığım için değil. Keşke o gün de şuanki gibi Robotlara savaş açan kişilerin, gerçekte savaşmamız gerekenlerin, onları tasarlayanlara karşı yapılmasını bilmiş olsalardı.
Ben böyle düşünürken...
Sol taraftaki tekli koltukta oturan bir erkeğin telefonda konuştuklarına kulak kabartma zorunda kaldım.
Bir kadınla konuşuyordu. Geceyi ne kadar tatlı geçirdiğini anlatıyordu. Sabaha kadar cilveleştiklerini...
Devam edeceğim.