ERTELEMEK = TEMBELLİK

Biliyor musunuz? Telefonuyla tuvalete girenlere ilk defa hak verdim. Ben istemeyerekte olsa tuvalete çok defa telefonumu götürmedim değil. İstemeyerekten kastım telefonumun cebimde benimle mecburi olarak tuvalete gelmesinden bahsediyorum. Sırf onunla takılmak amacıyla da onu tuvalete götürdüm. -Ne kadar romantik anlatıyorsun.- Dengesiz bir insanmışım gibi bakma bana toplumun yarısından fazlası bile isteye takılmak niyetiyle tuvalete telefonuyla beraber girmektedir. Bir başkası “nedir der” diye yaşayan bir insan değilim, iğneyi kendime batırmasını iyi bilirim. Beni ilgilendiren mevzuya geleyim. Sabahleyin yataktan kalkar kalkmaz tuvalete gittim. Tuvaletten çıkarken nasıl bir enerji yoğunluğu yaşadıysam, tuvalet kapısının içteki kolunu kırdım, kapı kolu elimde kaldı. Korkmayın içerde kalmadım. Kapıyı tıklattım, eşim kapıyı açtı ve beni kurtardı. Eşim kapı kolunu tamir et dedi ama ben yemeğimi yiyeyim sonra yaparım dedim. Aslında eşim beni ikinci defa kurtarmak istemiş ama ben elimin tersiyle itmişim. Ne kadar üşengeç bir insanım. Tahmin ettiğiniz gibi o sonra kelimesi akşam karanlığına kadar ertelendi. Akşam eşim ve çocuklar parka çıkıyoruz deyip evden ayrıldılar. Ben de bilgisayar başından kalkıp tuvalete girdim. Tuvalet kapısını iterken kapı kolunun olmadığı aklıma geldi. Sonra kimsenin olmadığını da düşündüm ve hızlıca kapının kapanmaması için elimi attım fakat nafile! Aynen biraz önceki düşündüğünüz gibi bu sefer içeride kalmıştım. Hiç bozuntuya vermeden tuvalet taşına oturdum. Önceden küçükleri çağırmıştım ama üstün çabalarım sonucunda büyük arkadaşlarında olaya dahil olmalarına vesile oldum. En son mide ve bağırsaklar halay çekiyordu. Sizi de duyar gibi oluyorum. “Mide mi koydun   ..bip…” Siz benim kusuruma bakmayın, siz kapı kolunu hemen tamir edin olur mu? Neyse, ayağa yavaşça kalktım elimi yıkadım. “Hani bekliyorum dış kapının açılıp içeriye birisinin girmesini” Her şey normal bir tuvalet serüveni olsun istiyordum ki; Kapı, ben ve tuvalet başbaşa kaldık. O zaman anladım ki içeride kilitli kaldım. Siz olsanız ne yaparsınız. Haa! Dua edilecek bir yerde değil gibi, en azından imkan var. Aklıma “Bir adaya düşseydiniz yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu” sorusu geldi. Benim düştüğüm adada telefon olaydı yeter derdim heralde. Devamını Pazartesi anlatayım olur mu?  Ufak bir dipnot ; Sabahleyin kapı kolunu yapmayı üşengeçliğimden ertelemiştim. Günlerdir Steemit’de paylaşım yapmayı da erteliyordum. Siz anladınız onu! 

Şuan için Her Pazartesi ve Cuma günleri İçerik üretmeye çalışacağım. Tabiki de ileride bu günlerin sayısını artırıp haftanın diğer günlerinde de paylaşım yapmaya çalışacağım.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center