Kaynak: Tıkla
#Musk boş durmuyor. Durmayacak da. Bir gün insanları (belki de bizleri) Marsa taşıyacak. Ve o andan itibaren, bambaşka hiç tanımadığımız bir kaya parçasında kolonileşme sürecimiz de başlamış olacak.
Koloni kavramı biz insanların olmazsa olmazlarındandır. İnsanlık tarihinde binlerce kez yaşadık bunları. Bunun en güzel örneği Amerika'dır. İspanya, Birleşik Krallık, Fransa, Portekiz'in kolonileridir bugünkü Amerikalılar. Vakt-i zamanında oraya gittiler, talan ettiler, yaktılar-yıktılar ve 'artık biz buradayız' dediler. Orayı kendi kara parçaları ilan ettiler. Nesillerce orada kaldılar ve yaşıyorlar. Benzer bir şey de Birleşik Krallıktan bugünkü Avustralya kıtasına gönderilen suçlu İngilizler'de oldu. Kıta büyüklüğünde bir hapishane olarak kullanarak tecrit etmek istedikleri Avustralya toprakları, şimdi oraya gönderdikleri adamların ülkesi oldu. Onlar da birer kolonici.
kaynak: tıkla
Ben metalciyim. En çok dinlediğim metal gruplarından biri de In Flames'dir. In Flames'in ana dokularını ihtiva eden en bilindik şarkılarından birisi de 'colony' dir. Aşaaada:
Koloni lafsözüne geri döndüğümüzde şunu söyleriz ki biz insanlar ana kıtadan (ülke) kopup başka yere yerleşmeyi ve yaşamayı pek bir severiz. Buna çok yatkınız. Bunun daha da ilerisi; ana kıtayı bırakıp yavru bir topluluk (koloni) oluşturduğumuzda da dönüp ana ülkeye diklenmeyi de unutmayız. Savaşlar çıkarırız. Koloni savaşları diye arattırabilirsiniz.
kaynak:tıkla
Dünya da toprak kalmadı. Artık zaten devir de değişti. İsteseniz de öyle eskisi gibi kolonileşemiyorsunuz. Global dünya düzeni var ve buna her hangi bir şekilde aykırı düşemezsiniz. Bu bakımdan düşünülünce de artık insanlar olarak gözümüzü uzaydaki başka kaya parçalarına dikmeye başladık diyebiliriz. Ay'da koloni kurmak, Europa gezegeni, Mars koloniliciliği gibi... Elon Musk bizi öyle ya da böyle bir şekilde Mars'a gönderecek belli. Ama şu bir gerçek ki marsa gidişlerin bir çoğu ' gittik gördük, iyiyimiş! hadi dönek gayri! ' şeklinde olmayacak. Bu gidişler, tek yönlü biletler olacak. Oralara kadar sizi götürüp geri getirmeyeceklerine emin olun. Dolayısıyla oralara gidecek olanlar da artık mezarlarının mars toprağına kazılı olacağını bilerek gidiyor olacaklar. Yani oraya gidecek insan evlatları artık marslı koloniciler olacak...
Marsa gitmek, marsa yerleşmek .... gibi kavramlar söz konusu olmaya başlayınca herkesin aklında beliren şey, gayet sıradan bir şekilde, teknolojinin gelişmişliği, oralara kadar gitmek, kapalı çadırlar, radyasyon vb. oluveriyor. Evet doğru bunlar binlerce kez konuşulan klişe gerçekler, öte taraftan farklı bir açı daha var. O da oraya gidip de koloniyi oluşturacak olan insanların nitelikleri. Marsa giden insanların (ve tabi ileride oradaki insan uygarlığını oluşturacak olanlar) sakın ola ki normal global dünya insanı gibi olacağını düşünmeyiniz efendim!.
kaynak:tıkla
Hep şunu deriz. İnsan aslında insandır. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun. İnsan insandır. Ama marstaki insanların durumu böyle olmayacak. Oraya giden ve orada uygarlık kuran adamların düşünce tarzları, duygu durumları ve daha bir çok şeyleri bizlerden katbe kat farklı olacak. Bakın fiziksel özelliklerin iyiliğinden ya da üstünlüğünden bahsetmiyorum bile henüz. Zaten orası öyle. Fiziksel dayanımı çok yüksek olacağı, radyasyona ve bilimum zehirlere bizden çok daha efektif birer vücutsal adaptasyon gerçekleştirecekleri aşikar. Bunun da ötesinde karaktersel özelliklerinin bizden çok daha üst seviyede olması kaçınılmaz bir gerçek.
Aslında bunu oraya gittikten sonra ve üzerinden yıllar yıllar geçtikten sonra gerçekleşecek bir şey olarak söylemiyorum. Elbette tıpkı fiziksel özelliklerinin çok zor koşullar için kendisini geliştirmesine benzer bir şekilde, psikolojik dayanımları da zor çevre ve hayat koşullarıyla bizimkine göre gelişecek. Ama bundan daha da önemli bir şey var. O da :"Karaktersel filtreleme". Bunu biz burada yapacağız. Marsa gidecek insanlar, marsa gönderilecek milyar dolarlık ekipmandan çok daha güçlü ve ileri seviye olmak zorunda. Musk ve onun gibi bu işi gerçekleştirmek isteyen herkes bunun farkında. Marsa daha gemideyken birbirleriyle kavgaya tutuşacak, depresyona girecek ya da akli dengesini hem gemide hem de orada kaçıracak insan gönderemezsiniz. Böyle bir lüksünüz yok. Yalnızca hayatta kalmaya adanmış adamlarla donatmak zorundasınız uzay geminizi. Çok güçlü olmalılar. Egoları yok olmalı. Sadece bütünün salahitini düşünebilmeli. Ve hatta gerekirse misyon için kendisini 'terminate' edebilmeli.
Olaya bu açıdan baktığınızda mars kolonisini oluşturacak kişiler için ne kadar özenli çalışmalar yapılmakta olduğunu anlayabilirsiniz. Çünkü en önemli parametre bu olacak. Belki farkındasınızdır belki de değil bilemiyorum. Ama bu neredeyse safkan adamları seçme/yetiştirme çalışmaları taa 1980'lerin sonunda yapılan Biyosfer 2 deneyleriyle başladı. İnsanları küçücük küçücük kutulara yerleştirip, bir koca sene boyunca herşeyden mahrum bırakarak psikolojik dayanımlarını ölçme çalışmaları sürmektedir. Her türlü koşula yüksek dirayet gösterenler seçilecektir.
kaynak:tıkla
Yani biz aslında buradan Marstaki koloniyi kurmaya insan yollarken büyük bir 'arındırma' ve 'karaktersel filtreleme' faaliyeti gerçekleştirmiş olacağız. Böyle bir çalışmanın sonucu olarak da şunu göreceğiz ki Marsa gönderilen ve orada yaşayan insanlar aslında daha dünyadayken, dünyanın en iyileri olmuş olacaklar. Bu deyim yerindeyse 'arındırma' işlemi gerçekleşip bittikten sonra, oraya yerleşip orada kalıcı toplumlar kurabilmiş Mars insanı, dünya insanının 'süperi' olmuş olacak. Uzunca süredir, literatürlerde, masallarda, hitlervari düşünsel filozofilerin kökeninde yatan 'Ari' ırk, mars kolonizasyonu sayesinde bir gün, dünyada değil ama Mars'ta gerçekleşmiş olabilir. Ve bir gün kapılarını sırf biz oralara gidip kirletmeyelim diye bize kapayabilirler...