Herkese merhabalar. Bu hikaye @peri'nin düzenlediği yarışma için yazılmıştır. Yarışmaya bu bağlantıdan rahatça ulaşabilirsiniz. Yarışmanın konusu, yazıda da belirtildiği gibi "2026'da Steem" temalı bir bilim-kurgu öyküsü.
Kripto paralar pek ilgi alanıma girmediği için yarışmaya katılmamaya karar vermiştim fakat @captainsailor'un yarışma için yayınladığı şu paylaşımı gördükten sonra, hayal dünyasında kurduğu bu gelecekten çok etkilendim ve ben de yazmaya karar verdim. Aşağıda okuyacağınız öykü @captainsailor'ın hikayesinde ki ile aynı evrende geçmektedir fakat bu hikayeyi anlamak için ille de o hikayeyi okumanız gerekmemektedir. Tabii ilk o hikayeyi okuyup sonrasında bu hikayeyi okursanız okur zevkinizin katlanacağı garantisini verebilirim...
Yıl: 2126
Adalet. İnsanlar gerçek adaletsizlik onları bulana kadar bu kelimenin farkına varmazlar. İnsanoğlu ne kadar da bencil. Beynim bu gibi düşüncelerle dolup taşmıştı ve uykusuzdum. Beynimin içini kemiren sorular yıllarca sürüp durmuştu fakat hâlâ hiç birine cevap bulabilmiş değildim. Herkes bu cevapların bende olduğunu sanıyordu ama hiçbiri bende değildi. Bu saçma şey uğruna öleceksem bile ne olduğunu bilmeliydim. Bu adaletsizlik yüzünden yıllarca saklanmak zorunda kalmıştım.
“KG” diye hafifçe seslenmem yetmişti ve en iyi dostum saniyeler içerisinde yanımdaydı. KG ismini babamın koyduğu dünyadaki en yetenekli robotlardan biriydi. Gerçek ismi Khamgalakh’dı fakat ben kısaca KG diyordum. T-12 serisi için üretilen fakat sistemsel hata olduğu söylendiği için daha satışa sunulmadan iptal edilen KG’de aslında hata falan yoktu, sadece belki 50 seri sonra çıkarmaları gereken bir şeyi yanlışlıkla çok önceden çıkarmışlardı. Babam T-12 serisine ait bu tek robotu aldıktan sonra onun üzerinde yıllar boyu düzenlemeler yaptı ve onun bir robottan çok daha üstün olmasını sağladı. Benim için…
“Buyrun efendi Nakamoto?” diye karşılık verdi. Sesi hiçbir robotun sesine benzemiyordu. İnsandan daha insana benzeyen bir sesi vardı.
“KG, 4. Duvara 2026 yılına ait kripto geçmişini yansıtır mısın?” Bu bir rica değildi elbette fakat KG ile nazik konuşmak onu tanıdığımdan beri yaptığım bir şeydi. Bu inceliği babamdan öğrenmiştim.
“Sadece bu hafta 62 kere dinlediğiniz kaydı tekrardan dinlemek istiyorsunuz efendim, doğru mu anladım?” diye karşılık verdi. Bir robot olabilirdi ama programlaması yüzünden sesindeki ima çok açıkça belli oluyordu.
“Evet, doğru anladın Khamgalakh.” diyerek yanıtladım ve 4. duvara doğru yüzümü dönmüştüm bile. KG bir insan olsa kesinlikle şu an homurdanırdı fakat 4. duvara doğru yönünü yöneltip sanal görüntü teknolojisini duvara yansıtmıştı.
“Efendim, bilgi bankasından seneye ait bilgilerin detaylı olarak mı yoksa basit haliyle mi aktarılmasını istersiniz?” diyerek hazırda bekledi. Şu an sadece bir sese ihtiyacım vardı, onun için basit halini seçmiştim.
Yıl: 2026
Savaşın başlaması çok yakındı. 2022 yılında Satoshi Nakamoto’nun kimliğini açıklaması ve ertesi günü öldürülmesi yüzünden bir kaosun geldiği zaten açıkça belliydi. Çocukları olan bir kadın onlarca yıl arka planda durmuşken bir gün kanıtlarla kimliğini tüm dünyaya açıklamıştı. Basın toplantısında en yakın sürede başka bir toplantı gerçekleştirmek istediğinden ve kripto paralarla ilgili bahsetmek istediği çok büyük bir gerçek olduğundan bahsetmişti. Satoshi öldüğü için artık bu gerçeği kimse öğrenemeyecekti. Bu gerçek onla birlikte mezara gitmişti.
Steem ve Galakh ise zamanında büyük bir çıkış gösterselerde şu an batmak üzerelerdi. Bunun en büyük sebebi devletlerin kripto paralarla olan anlaşmazlığıydı. Bu ilk devletlerin yatırım yapması ile şekillense de sonrasında başa çıkamadıkları için kökten yok etmek istemişlerdi. Steem’de yatırımı bulunan kullanıcıların %98’i yatırımlarını geri çekmeye çok önceden başlamışlardı bile. Power Down olarak adlandırılan sistemin 26 hafta olması yüzünden bu düşüş çok yavaş olmuştu fakat yatırımların geri çekilmesinin artık son aşamasında kripto paralara da son darbe vurulmuş oldu.
Yani Bitcoin’in bitmesi tüm alt kripto paralara yansımıştı, tabii buda dünyanın düzenine. İnsanların başlattığı ilk isyan yüksek mertebedeki insanların öldürülmesiydi fakat sonrasında gelen şiddetli fırtınanın yanında ölüm bile hafif kalırdı...
KG’nin anlatımı çoktan bitmiş olmasına rağmen hâlâ düşünüp duruyordum. Bu hikayenin en basit ve genel haliydi. Büyükannem Satoshi’nin sırrı ne olabilirdi? Neyi açıklayacak olabilirdi ki? Bunları düşünüp dururken istemsizce gülmeye başladım.
“Efendim, bir sorun mu var?”
“Hayır, tabii ki bir sorun yok KG.” diye cevap verdim ve hırkamın tersiyle gözyaşlarımı sildim. Bu çok trajikomikti. Büyük savaş başladığında herkes ellerindeki kripto paraları hemen çıkarmaya başlamıştı. Şu an ise… Şu an ise 100 Steem gibi küçük bir sayı bile küçük bir ülkeyi almaya yetebilirdi. Devletlerin tek derdinin güç olması onlara pahalıya patladı. Geçici bir yıkılış değildi bu, yok olmuşlardı… Şu an tüm dünya kripto denilen sistem ile nefes alıyordu.
“Satoshi’nin babama bıraktığı kaydı duvara yansıt lütfen.” dedim.
“Tabii ki efen— ALARM! ALARM! ALARM!” Alarmların çalması tehlikede olduğumun işaretiydi fakat seneler boyu süren mücadele bunlarla başa çıkmayı bana öğretmişti.
“Efendim, davetsiz misafir dışarıda bir arabada, olduğumuz otel odasını gözetlemekte. Ne yapmamı arzu edersiniz? Kaçışınız için yaklaşık 312 tane ihtimal oluşturdum. Kendisini en kısa sürede öldürmem için de yaklaşık 3 milyon farklı sonuç oluşturuldu.” dedi.
“3 milyon mu?! KG sad— Sadece analiz istiyorum.” diyerek yanıtladım ve derin bir nefes aldım.
Kapalı perdeden radarlarını arabanın olduğu yöne çeviren KG sanki salisede milyon veriyi analiz ediyor gibiydi.
“Luna Chashaki. 22 yaşında. Özel dedektif. Belirli bir silahı tespit edilemedi. Yanında iki kart taşıyor. Sanıyorum ki efendim serseri robotlar yüzünden böyle bir önlem almış. Şu an hamburgerin sosunu üstüne damlatmakla meşgul ve kartlarının ikisi de Steem ile dolu. İsterse—”
“Steem mi?” diye şaşırdım. Bu nasıl bir dedektifti? Kim cebinde bir kart dolusu Steem taşıyorken çalışırdı ki? Chashaki… Hah! Bu soyadı biliyordum.
“Evet efendim, yüklü miktarda Steem.” dedi KG.
“KG, gözüküyor ki hanımefendi bizi aramak için bunca yolu kat etmiş, ona aradığını vermemek saygısızlık olur. Senden istediğim bir hırsız gibi yanına yaklaşıp kartına verici yerleştirmen. Onunla tanışmak istiyorum…”
KG’nin hızlıca şekil değiştirdiğini ve onun tabiriyle “aptal” denilecek bir robota dönüşmesini izledim. Bir plan kurduğumu fark etmiş olacak ki hiç itiraz bile etmeden planı uygulamaya başlamıştı. Otelin kapısından hızlıca çıkıp arabaya doğru hızlaca ilerledi. Sonrasında arabanın içerisinden hızlıca çıkan o kız görüş alanımda olmayan bir sokağa kaçmıştı bile. KG’nin bu görevi başarıyla tamamlayacağına güvenim tamdı. Fakat aklım şu an çok daha farklı bir konu ile meşguldu. Çok mutluydum. Yıllardır olan arayışım sonunda beni bulmuştu. Bir ipucuydu bu. Cebinde Steem dolu olan bir Chashaki.
Bu kız Pablo Chashaki’nin torunuydu…