Türkiye'de yaşıyorsanız ve boğazınıza düşkünseniz, kahvaltı saati cennetin kapısından girip bir arkadaşa bakıp çıkmak gibi bir şeydir. Bugüne dek 20 farklı ülkede bulundum. Kahvaltısı en bol çeşitli olan İskoçya'ydı. Bir tabağın içine salçalı fasulye, kızarmış sosis, pişmiş domates gibi "sıcak" yiyecekler koyuyorlar. Soğuk bir ülke olduğu için güne sıcak başlamayı uygun görmüşler. Fakat onlarda bile toplam çeşit sayısı 7-8'i geçmiyor. Avrupalılarda ise tereyağlı ekmek veya kruvasan yeter de artar bile.
Oysa bizim kahvaltımız öyle mi... Peynir desen sofrada en az 3-4 çeşit olur, reçeller ballar kaymaklar, yumurtanın 4-5 versiyonundan en az biri masadadır. Ekmek diyip geçmeyiz, bazlama, pişi, börek, poğaça gibi karbonhidrat bakımından zengin(!) besinleri de unutmayız. Zeytin, ceviz gibi ek lezzetler ve salata içeriği de mutlaka olur.
Fakat;
Eğer sağlıklı beslenmek, kilo vermek, az tüketmek gibi bir niyetiniz varsa Türk mutfağından koşarak uzaklaşmanız gerekir. Çünkü biz hem "tıkınmak" da denilebilecek şekilde hızlı yemeyi seviyoruz hem de kalorisi yüksek, karbonhidrat ve şeker içeriği fazla besinleri lezzetli buluyoruz. O yüzden diyabet, kolestrol gibi hastalıklarda üst sıralardayız. Böyle gidersek obezite konusunda ABD'ye yaklaşabiliriz. Şu anda oradaki çocuklarda her 2 çocuktan birinde obezite durumu var. 2050'ye gelindiğinde her 3 yetişkinden 2'sinin obez olmasını öngörüyorlar.
Dış görünüş veya sağlık... Sebebi her ne olursa olsun dönemsel bile olsa yediklerimizi sınırlandırmamız gerekiyor. Genellikle yaz geliyor korkusuyla bu aylarda spor salonları ve diyetisyenler para basar. Sibel Can'ın verdiği kilolar magazin sayfalarına düşer. Biliyoruz hepimiz. :)
"Kahvaltı günün en önemli öğünüdür" mottosunun mısır gevreği üreticileri tarafından 1960'larda reklamlar ve filmlerle pompalandığı fikri aklıma yatsa da, sabahları aç uyanan birisi olarak kahvaltıya hak ettiğinden fazla önem verdiğimi önceki steemit yazılarımdan da açıkça görebilirsiniz.
Peki bilimsel altyapısıyla kahvaltı neden önemlidir?
- Sabah kahvaltı yapmadan güne başlamak metabolizma hızımızı düşürür bu da bize zamanla kilo olarak geri döner.
- Son araştırmalar kahvaltı yapmayan insanlarda dikkat dağınıklığı olduğunu ortaya koymuştur.
- Kahvaltı yapmadığımızda uzamış açlık süresi kan şekerinin en alt düzeye inmesine neden olur ve beyne yeterli glikoz sağlanamaz. Bu durum, konsantrasyonun ve üretkenliğin azalmasına, verimin düşmesine neden olur.
Peki o halde kahvaltı yapalım ancak sağlıklı ve abartısız bir kahvaltı yapalım. Bunu da bol yeşillik içeren, kızarmış besinlerden (NO kızarmış patates!) uzak, işlenmiş etin (salam sosis sucuk) olmadığı, yeterli protein (yağsız yumurta) içeren bir menüyle yapabiliriz. Ekmeğimiz tam buğday unuyla olursa şahane olur. Çayımız zaten şekersiz. Tatlı ihtiyacımız çoksa azıcık bal veya tahin-pekmez yiyebiliriz.
Benim bugünkü kahvaltım bu kadarcıktı çünkü öğleden sonra kilo kontrolüm olduğu için porsiyonumu iyice küçültmem gerekti. 2 çeşit peynirden biri süzme beyaz peynir (süzme olunca yağsız oluyor) diğeri de kaşar peyniri. Çayım Doğadan'ın elma krom çayı. Ve her zamanki gibi maydanozu eksik etmedim. Çünkü tadını sevmeseniz de maydanoz çook faydalı. Sütte bulunan miktarda kalsiyum maydanozda da var ve aynı zamanda bizi toksinlerden arındırıp ödemimizi atmamızı sağlıyor. Ödem bir kişinin vücudunun normal şartlarda tutulması gerekenden daha fazla miktarda sıvı tutması durumudur. Yani bazen tartıda kilomuzda değişiklik olmaz ama yüzümüzde kollarımızda bir şişkinlik gözlemleriz, işte o ödemdir. Çoğu zaman vücudumuza aldığımız tuz ödeme sebep olur. Maydanoz gibi besinler de bu etkiyi geri almamızı sağlar.
DrHappyFeet, neşeli kahvaltıları sundu.
Afiyet olsun. :)
Not: Buraya kadar okuduysanız kendinize bir iyilik yapıp yarın sabahki kahvaltınızı sağlıklı hale getirmeye ne dersiniz? Hep birlikte yaza formda girelim. :))