Akşam akşam sitemim kime bilmiyorum :) Öyle şiir yazan biri de değilim :) Becerebildiğimi de düşünmüyorum :) İdare edin :)
Odanın en ücra köşesinde çalan pilli bir radyo gibiydim ben senin için.
Hani sevdiğin ezgileri çalınca dikkatini çeken.
Sevmediğin havaları çalarken varlığını bile unuttuğun.
Pili bittikten günler sonra yokluğu fark ettiğin, “aaa bu neden çalmıyor?” dediğin.
Misafirin gelip “çok enfes bir parça” dediğinde,
Gururla “çok nostaljik değil mi?” diye sorduğun...
Eski, püskü, tozlu ama cefakar bir radyo...
Çünkü tüm imkanların tükendiğinde ben hep oradaydım.
Çünkü arzuladığını dinlemek için de ben, evin içinde gürültü olsun istediğnde de ben vardım.
Ben sokak ağzında “konti garanti”, rakı masasında mezlerden nostalji idim.
Olmamı istediğin yerde, olmamı istediğin zamanın eğlencesi idim ben.
Tıpkı depozitolu piknik tüpü gibi işin düşünce maharetine başvurduğun...
Odanın en ücra köşesindeki pilli radyo... Hatırladın mı?
Sen beni hiç hatırlamasan da ben hep burdayım.