Sabahın Seher vaktinde güneş doğmadan kalkılır yataktan. Gecenin ayazında kalmış buz gibi suyla seher vaktinde yüzler yıkanır ve uykular dağıtılır. Bu kadar erken kalkarak günüm bereketi iyi yakalanmaya çalışılır. İnanılmaz olan erken saatte bütün köyün eşikten İhtiyar ne kadar hayatta olmasıdır kapılar açılır kapanır insanlar kişinin peşine hızlı bir şekilde koyulur. Hiç bilmeyen biri o an gelmiş olsa korkarak olağanüstü bir hal olduğunu sanır. Oysaki gelen gün İMECE günü olur.
Konuya çocukluğumun köyde geçen kısa bir parçasından gelip günümüze taşıdığım İmece gününden kesitler sunarak okuyan arkadaşlara keyifli ve özlemli dakikalar geçirtmek istiyorum.
Hasat mevsimi gelmiştir. Sarı sıcakta başakların boynu bükülmüş buğdaylar sarmıştır. Bizim oraların deyimiyle oraklar elleri alınmış ve yola çoktan düşürmüştür. Ekin tarlasına ilk gelenler her zaman ihtiyarlar olmuştur. Sabah namazını kıldıktan sonra direk yola düşüp oraklarıyla ardarda ekin sıralarına girip çoktan yolmaya başlamışlardır. Arkadan gelen gençlere onların işe başlamış olması ayrı bir motive kaynağı olur. Tempolarının artmasına işe şevkle sarılmalarına işlenmiş olan kısımları deste şekline çevirmelerine en güzel tarif Mecnun'un Leyla'ya olan sevdası misalidir.
Ekin işlemeyi bilmeyen biz gibi gençler ise sıraların arkasında deste taşıma işlemleri ve tırmık çekme işlemlerini yaparak büyüklere katkılar sağlardık. Mola zamanlarında su testileri ile dinlenen büyüklere sırayla soğuksu dağıtımını yapardık. Yemek zamanında sofranın kurulup toplanmasında da yine bizim gibi gençler annelerine aktif yardım ederlerdik.
Dolayısıyla çocuk olduğumuz için en sevdiğimiz anlar imecenin bitip de imece sahibinin akşam verdiği yemekten sonra dedelerimizin anlattığı hikaye ve olaylardır. Şimdiki aklım olsaydı büyük ihtimalle bunların hepsini bir defteri not eder ilerde gençlere faydalı olabilecek şekilde kitap haline getirdim.
Hayal meyal köy hikayelerinden hatırladıkları mı bir gün fırsat bulursam bir kitap haline çevirmek planlarım arasında var. Bakalım zaman bizlere neler gösterecek? Belki ihtiyarlık vaktimizi yine köyümüzde bu candan yürekli insanların arasında geçireceğiz. Kim bilir belki de o vakte yetişemiyeceğiz. Hayat bu ne olacağı belli olmaz.
Bir sonraki nostaljik paylaşımımızda buluşmak üzere hoşça kalın...
Posted from my blog with SteemPress : http://www.ajanskosova.com/2018/06/28/imece-cocuklugumdan-kalanlar/