Okeanos. Okuyunca size yabancı gelebilir fakat İstanbul Arkeoloji Müzelerini gezdiyseniz resmini gördüğünüz vakt hemen tanıyacağınıza eminim. Hiç şüphesiz ki müzenin en heybetli eserlerinden birisi. İlk gördüğüm de üşengeç olan ben, en sonunda rahatına düşkün bir tanrı görmekten memnun olmuştum. Zeus'un otururken ki kasıntı hali, Athena'nın miğferli dik duruşu yada Poseidon'un mızrağını ve onu tutuşunu düşündüğünüzde Okeanos'u gördüğünüzde demek böyle de tanrı olabiliyormuş diyebiliyorsunuz.Resimde görmüş olduğunuz eser İ.S 2.yy'a tarihlendirilmektedir. Efes'da bulunmuştur.Okeanos'u kayalık bir yerde uzanmış şekilde tasvir etmektedir. Tanrı, yaşlı bir erkek olarak gösterilmiş olup adaleleri yaşlılığına rağmen güçlü işlenmiştir. Sol kolunu büyük testiye benzeyen bir kabın üzerine koymuştur.
Peki Okeanos kimdir sorusunu yanıtlamaya çalışalım şimdi de. Okeanos Yunan Mitolojisin de Uranus ile Gaia'nın çocuğudur. 12 Titan içersinde ilk doğan titandır. Titanlar arasında ayrı bir tutumu vardır. Tanrılar ve Titanlar arasında ki savaşa karışmaz ama gönlünün titanların kazanması yönünde olduğu düşünülmektedir. Dünyanın ucuna çekilir ve oraya yerleşir.Savaş sırasında ise Hera Okeanus ve eşinin yanında kalmıştır.
Okeanos kendisi gibi titan olan kardeşi Tethys ile evlenmiştir. Denizde dişi unsuru simgeleyen Tethys ile Okeanos'un çok sayıda çocuğu olmuştur. Oğulları akarsular, ırmaklar; kızları ise dereler ve kaynak sularıdır. Yunan Mitolojisinde önem teşkil eden bir tanrıça olan Metis, Okeanos ile Tethys'in kızıdır. Metis Zeus'un ilk eşi ve Athena'nın annesidir. Metis'in hamile olduğunu duyan Zeus, çocuğun kendisinden daha güçlü olacağını ve tahtının sarsılabileceğini düşünür ve Uranüs ve Cronos'un yapmış oldukları gibi, doğmuş çocuğunu yutmak yerine, çocuğun doğmasını beklemeden hamile karısı Metis'i yutar. Metis çocuğunu Zeus'un içinde doğurur ve Zeus şiddetli bir baş ağrısı çekmeye başlar. Hephaistos'a bir balta ile başına vurmasını ve başında ki şişliği açmasını ister ve ilk çocuğu Athena kalkanlı ve zırhlı bir biçimde doğar.
Okeanos ve Tethys'i birde ünlü olan bir Dinos'da görmekteyiz. Sophilos tarafından yapılmış olan dinos İ.Ö 580 yılına tarihlendirilmekte. Okeanos ve Tethys'i yeni evli Peleus ve Thetis'i evlerinde ziyarete giden tanrılar alayında görmekteyiz. Siyah figür tekniği ile yapılmış figürlerin üzerlerinde isimleri de yazmaktadır. Okeanus'un alt kısmı yılan biçimlidr ve elinde de balık vardır. Hemen arkasında ise Tethys'i görmekteyiz. Arkalarında da Eileithyia ve eşşek üzerinde Hephaistos'u görmekteyiz. Peleus ve Thetis' evlerinde ziyarete giden tanrılar alayı sahnesi çok ünlü bir vazo olan François vazosunda da işlenmiştir. Fakat vazo da Okeanos ve Tethys'i bu sefer tanrılar alayında görmemekteyiz.
Okeanos heykel mozaik ve figürlerini hamamlarda havuzlarda ve çeşmelerde yani suyla ilgili yapılarda görmekteyiz. Roma'da bulunan bir menhol kapagında da Okeanos ile karşılaşmaktayız. Aynı zamanda Okeanos'u bazı mezar yapılarında da görmemiz mümkün..Rönesans dönemi heykel sanatında da Okeanos heykelleri karşımıza çıkmakta. Bugün Roma da ki meşhur Trevi çeşmesinde Okeanos'un heykeli tüm heybeti ile ziyaretçilerini karşılamaktadır. Vatikan'da ki necropolde de Okeanos kabartması karşımıza çıkmakta. Floransa da ki Bargello müzesinde Giambologna'ya ait olan Okeanos heykeli de 16.yy'a tarihlendirilmektedir. İtalya'da bir çok çeşmede bu heykelin replikasını görmek mümkündür.
Marforio Çeşmesinde ki Okeanos heykeli: Pasquinate olarak adlandırılan 6 adet Roma’nın Konuşan heykelleri arasındadır. Roma’da heykellerin konuşmaları 16. yüzyıl Roma’sında başlayan bir gelenek olup, Roma halkı yolsuzluk ve suistimallere karşı papaya ve şehir yöneticilerine tepkilerini bu heykellere şiirler-yazılar asıp onları konuşturarak göstermişler. Taşın dile gelip konuşması ve yöneticileri eleştirmesi en yaratıcı tepkilerden biri olarak kabuş edilebilir. Tepkilerin önlenebilmesi için heykeller farklı yerlere taşınmıştır.