Kurumsal Kötüye Kullanmanın Önlenmesi

Şirketler Hukukuna hakim olan mal ayrılığı ilkesi gereği ortaklık borçları nedeniyle ortakların sorumluluğu yalnızca ortaklığa koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır (sınırlı sorumluluk ilkesi) ve bu sorumluluk kural olarak şirkete karşı olmasını ifade eder.

Buna göre sermaye şirketlerinde bir ortak ancak şirkete koymayı taahhüt ettiği sermaye borcunu ifa etmiş ise, ortağın sınırlı olan sorumluluğu da sona erecektir ANCAK Tüzel kişilere hakim olan ayrılık ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda, tüzel kişiliğe itibar etmeyerek doğrudan onun ortaklarına ve/veya organlarına ulaşarak alacak tahsilini şahıs malvarlığından tahsil etmek mümkündür.

Uygulamada gelişen bu teoriyi destekler nitelikteki E. 2005/ 8774 ve K. 2006/ 5232 kararında Yargıtay 19. Hukuk Dairesi “...tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak davalıların sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına…” diyerek tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisini benimsediğini ve sermaye şirketini borcu sebebiyle ortağın şahsi malvarlığına gitmenin mümkün olduğunu açıklamıştır.

Bu kapsamda alacağını tüzel kişiden tahsilde zorlanan alacaklının içi boş ve/ veya boşaltılmış bir hukuki yapıyla uğraşmaktansa ortağın malvarlığından alacağını tahsil yoluna gitmesi ve bu sayede vakit kaybetmeden (olağan yargı süresinde zaten bolca vakit kaybedecektir) hakkına kavuşması mümkündür.

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
Join the conversation now
Logo
Center