İş yoğunluğundan dolayı bir türlü yazamadığım ve yol serimizin ikinci partı olan bu yazıya sonunda başlayabildim arkadaşlar. Bu yazıda Salt Lake şehrinde yaptıklarımı anlatacağım. Uzaktan çalışabildiğim için bu tarz yolculuklar planlayıp kaldığım yerlerde hem geziyor hem de işin getirdiği sorumlulukları halledebiliyorum. O zaman son kaldığımız yerden fotoğrafımızla yazımızı açalım.
Pazar sabahı yine şu manzaraya uyanmak gibisi yoktu gerçekten.
Artık haftanın son tatil günü olan pazar bitmiş, pazartesiyle birlikte iş günleri başlamıştı. Ben sabah 8 akşam 5 çalışıyorum. Haliyle saat 5'ten sonra çıkıp şehri gezme imkanım oldu. Salt Lake şehri birçok Amerikan şehrinden farksız ama meclis binası çok hoşuma gittiğinden ona bir ziyarette bulundum. Şehirden fotoğraf paylaşmayacağım. Bu şehir aynı zamanda Utah eyaletinin başkenti olduğundan dolayı çok daha bir politik havayı içinde barındırmakta.
Burası da Salt Lake şehrinde kaldığım ve çalıştığım evin bahçesinin manzarası. Her gün batımında buraya çıkıp huzurla şehri izledim uzaktan.
Utah Eyaleti Meclis Binası
Utah'ın önemli simgelerinden olan bu yapı, yüzyılı aşkın yaşına rağmen eyalet hükümetine çok da şık bir şekilde ev sahipliği yapmaya devam ediyor. 2004 yılında başlayan restorasyon çalışmaları 2008 yılına kadar sürmüş ve Amerika'nın gelmiş geçmiş en büyük tarihi yapı korum projelerinden birisi olmuş. Deprem riskinden dolayı restorasyon çalışmaları buna yoğunlaşırken yapının estetiğinin korunması da hedeflenmiş. Her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çeken yapının birçok fotoğrafını da çektim. Aşağıya onlardan birini iliştiriyorum.
Eski binaları restore ederken gösterilen özenin ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlayan bu binayı kubbesinden öpüyorum.
Meclis binasında sanat mı?
Yine bir yolculuk ve yine yeni şeyler öğreniyoruz arkadaşlar. Bina dairesel hatlar ve kubbeler içerdiğinden dolayı roma döneminden beri bu yapılara rotunda deniyormuş. Meclis binasının rotundası 20 yıl boyunca yarım kalmış. Sanatçılar finansal nedenlerden dolayı kubbe içerisindeki resimleri bitirememişler. Fakat Utah bazlı sanatçımız Lee Green Richards resimlerin her birini kendi planlayıp çizmiş ve 1934 yılında bina içindeki bütün resimler tamamlanmış.
Arkadaş zaten güzelsin. Bir de üstüne sanatlar resimler. Tamam kardeşim en iyisi sensin. En güzeli, yakışıklısı sensin. Yeter yahu!
Pandantifler
Fransızcada "asmak" anlamına gelen pendentif kelimesinden gelen pandantifler, yuvarlak ve eliptik kubbelerin güç aldığı nerdeyse üçgen şeklini andıran oyuklar anlamına geliyormuş. Meclis binasındaki pandantifler kubbe çevresindeki en büyük resimleri içeriyor. Resimlerin biraz daha yaklaştırılmış halini aşağıda paylaştım. Bu resimler, Utah eyaletindeki ilk keşifleri ve keşfeldiği zamanları ele alıyor. Mesela sağda görünen Fremont'un tuz gölünü keşfetmesini resmederken solda görünen pandantif peder Esacalante'nin Utah gölünü keşfetmesini konu alıyor.
Adamlar göl keşfetmiş, utanmadan resmini yapmış yorumlarını memleketten duyar gibiyim. Biz böyle şeyleri çok küçümsüyoruz sanırsam. İşte memleketin toprağında tarih çok olunca, en önemli keşif yapı bile bir kenara kolayca atılıp yüzüne bile bakılmıyor.
Kubbenin altını çevreleyen çember içerisinde ise, 19. yüzyılda eyaletteki yaşamı resmeden etkileyici sahneler var. Bu resimler üç metreden uzun olan 100'den fazla karakter içeriyor. Kubbenin ve etrafının da resmini aşağıda görebilirsiniz.
Bunun altından fotoğraf çekerken şu avize kafama düşse anında bu dünyaya gözlerimi yumarım diye düşünmedim değil.
Meclis binası dedik ama kardeşim meclis nerde?
75 kişilik bir meclise ev sahipliği yapan meclisi de paylaşalım artık. Kadın ve erkeklerden oluşan bu meclis her 2 senede bir seçilmekte. Meclis binasının 3. katının batı yakasında bulunan bu oda aynı zamanda meclisin en büyük odası. Her bir meclis üyesi 45 binden fazla Utah sakinini temsil ediyor. Bu odada da birden fazla sanat eseri yer almakta ve ihtişamlı bir görünüme sahip.
Aybolmasın diye meclis oturumlarını yaptıkları odayı da paylaştık. Hadi yine iyisiniz.
Böylece ikinci bölümün de sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bir sonraki yazımda tuz gölü ve ada ziyaretimi anlatacağım. Beğendiğiniz beğenmediğiniz yerleri veya sorularınızı bana yorum olarak yazabilirsiniz.
Okuduğunuz için teşekkürler! Sevgilerle
@steinhammer